HOS GELDIN - Hikayeler
   
  Ana Sayfa
  Google'da Ara
  Download
  Hikayeler
  Müzikler
  Zeka Testi
  Canli TV izle
  Canli Radyo Dinle
  Anketler
  Ziyaretci defteri
  Türkiye Tanıtımı
  Kur'an-ı Kerim
  Puzzle Oyna

Copyright 2009 By Şimşek
BİR KESE ALTIN=} Süfyân-ı Sevrî hazretleri son anlarını yaşıyordu. Yastığının altından bir kese çıkardı. İçinde altınlar vardı. Yanındaki dostlarına, 'Bunu sadâka olarak dağıtın' buyurdu. Dostları bu hâli hayretle karşıladılar ve:'Allah Allah!Süfyân-ı Sevrî dünya malına ehemmiyet vermez, yanında dünyalık bulundurmazdı. Bu kadar parayı saklamanın sebebi ne ola ki?'diye birbirlerine sordular. Süfyân-ı Sevrî hazretleri onların şaşkınlığını görünce, durumu şöyle izah etti: 'Bu para ile, ben, dinimi korudum. Şeytanımı ve nefsimi susturdum. Nefis ve şeytan ne zaman bana,'Giyecek bir şeyin yok. Bunlar için dünyaya çalış, dünyalık kazan diye vesvese vermeye çalışsalar onlara bu altınları gösterir, başımdan kovardım, Bu altınları onlara karşı silah olarak kullanırdım.' Altınlar dağıtıldıktan sonra, Süfyân-ı Sevrî hazretleri de vefat etti. Alıntı:} Fazilet Takvimi 1997 __________________________________________________________________ EBABİL KUŞLARI=} Habeşistan Krallığı'nın Yemen valisi olan Ebrehe, milâdî 570 yıllarında San'a şehrinde, 'Kulleys' adı verilen muhteşem bir kilise yaptırmıştı. Maksadı, Kâbe ziyaretine rağbet gösteren Arapların ziyaretlerini oraya çevirmekti. Bu duruma tepki gösteren bir adam da, gecenin birinde Kulleys'e girip içine pislemişti. Bu hakarete çok öfkelenen ve koyu bir hıristiyan olan Ebrehe, gidip Kâbe'yi yıkmaya karar verdi. Topladığı onbinlerce asker (altmış bin olduğu söylenir), Mahmud adlı büyük bir fil ve daha başka fillerle Mekke'ye doğru yola çıktı. Önüne çıkan bazı kuvvetleri de mağlup ederek ilerledi. Taif şehrine gelince askerlerin bir kısmını Mekke'ye gönderdi. Onlar da Peygamber s.a.v.'in dedesi ve Kureyş'in reisi Abdülmuttalib'in ikiyüzü aşkın devesiyle ahalinin hayvanlarını sürüp götürdüler. Bu olayın peşinden Abdülmuttalib, gidip Ebrehe'yle görüştü, develerinin geri verilmesini istedi. Ebrehe dedi ki: - Benden develerin istiyorsun da, Kâbe'den hiç söz etmiyorsun. Halbuki ben onu yıkmaya geldim. - Ben develerin sahibiyim. Kâbenin de onu koruyacak sahibi vardır! Bu görüşme sonunda develer geri verildi. Mekke halkı bu güçlü orduyla savaşamayacağı için, anlaşma gereği dağlara çekilip neticeyi beklemeye başladı. Ebrehe ordusu büyük fili önden sürerek Mekke sınırına dayandı. Kâbe'yi halatla bağlayıp fillerle çekerek yıkmak istiyorlardı. Bu sırada Ebrehe'nin yol kılavuzlarından Nüfeyl b. Habib, koca filin kulağından tutarak şöyle bir şey söyledi, sonra da koşarak dağa çıktı: - Ey Mahmud çök! Sakın ileri gitme, sağ salim geriye dön! Mekke'ye girişte büyük fil direndi, zorlanınca yere yattı. Onu bir türlü Kâbe cihetine yürütemediler. O anda sürü halinde ebabil kuşları ortaya çıktı. Her birinin ağzında ve ayaklarında nohut gibi birer taş vardı. Bu taşları ordu üzerine mermi gibi boşalttılar. Kime rastlarsa delip geçiyordu. Askerlerin çoğu öldü; 'Fil Ordusu' dağılarak Yemen'e döndü. Ebrehe de dönüşte öldü. Kâbe ise olduğu gibi kaldı. Kur'an'da Fil Suresi bu olayı anlatır.
   
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol